Leyla ile Mecnun'da yaşanan kafa alışmadığımız bir kafa. Bu yüzden sanırsam, bizi içine alıp oradan oraya götürürken hem güldürüp hemde ağlatacak pozisyona oturtuyor. Oyuncu kadrosundaki rotasyonu dahi yumuşacık sindirdik.(arda'nın yokluğu belli ama ona da alışacağız gibi) Tüm olanlara, gerek Onur ÜNLÜ'nün gözlüğünden bakmak gerekse Burak AKSAK'ın kaleminden çıkanları duymak, bize her şeyin rutininde ilerlediğine inandırıyor.
aksakallı dede'ye söyletilen ise:
“ Gidenler bizden hep bir parça götürürler.
O parçanın yerinde de derin izler kalır.
Herkesin bir yara izi vardır,
İnsanlardan gizlemeye çalıştığı,
Saklamak için çok uğraştığı bir yara izi.
Herkesin bir yara izi vardır,
Kimseye dokundurmayacak kadar güzel olan,
Baktıkça nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak
Bir yara izi.
Bu izlerle yaşamaya alışırsın.
Bir sabah belki gün doğarken baktığında dışarı,
Yaşamayı yeniden sevebilirsin
Ve bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur.
Acın da biraz olsun hafiflemeye başlar.”
BURAK AKSAK