12 Şubat 2012 Pazar

Dileğim o ki

Ey yalnız kamer
sen ki; gecelerin âşık kalplerini aydınlatan
sevgiliye giden yolu göster,
yarenim ol

ey bir yanı hüzünlü dilber
sen ki; gönlümdeki hacleme meyleden
gözlerinden kalbine giden yolu göster,
rehberim ol

ey gökyüzünün ışığı
sen ki; soğumuş kalpleri bile alevlendiren
suskun yüreğe, zerrelerini nakşetmeyi göster,
hayalim ol

ey bi'çare kalmış ben
sen ki; âşka düşmüşsün gurbet bir elde
aç kederli yüreğini yaralarını göster,
tabibine tabî ol

8 Şubat 2012 Çarşamba

Kardelen


kar yağdı yürüdüğün yollara
çiçeklerini düşürdü ağaçlar
olmayan bir hayale inandı bu âdem
ve kardelenler can buldu

senden mütevellit
beyaza büründü şu smyrna
nede güzel şimdi buralar
bembeyaz ve sen gibi narin

oysa ki daha tutmamıştım ellerini
dokunmamıştım güzel yüzüne
öpmemiştim al dudaklarından
görmemiştim gözlerinden ötesini

inanmıştım kardelenlere
yağmayınca toprağa kar
can bulmayan çiçek
ne eyleyedursun gözlerinde

gel, yasla göğsüme başını
filiz versin orada sevgin
filiz versin kardelen
delinsin toprak bu uğurda

4 Şubat 2012 Cumartesi

İlginç

gece yarısını 1 geçe buldum seni
bir fotoğraf karesinin içinde
öylece, neysen o şekildeydin
fotoğrafın içinden bakıyordun bana
öylece ne kadar bakıştık hatırlamıyorum
çayım buz gibi olmuştu, ara verdiğimizde

yüzün bir güzel ki
yüzün bir garip endam
bir yanı tebessüm içinde /o da gizli/
diğer yanına hüzün çalınmış

esas gözlerin ele veriyor seni bana
hem de sana tercüman olmak istercesine
harelerini sürüyor gözlerime



3 Şubat 2012 Cuma

Maziye Bakma Mevzu Derin

bir vakitler, sağ şeritten geçerdi hayaller
sağlamlardı, kar yağmamıştı üstlerine, eskitmemişti
şimdilerde ise beni sana devindiren hayaller
sol şeridi hoyratça kullanıyor artık
bodoslamamak işten bile değil
vızır vızır akan kamyon arkası sözlerine
"sevmek çay sevilmek şeker
bizim gibi garibanlar çayı şekersiz içer"


1 Şubat 2012 Çarşamba

Martıların Düşüşü



gözlerin değdiğinde gözüme
değil bir kibrit alevlensin
buz tutar oldu yüreğin

düştüm toprağa
çamura bulandım
aşığım diye yürüdüm hayallerinde
yağmurda yürüdüm
birlikte yürüyemedik diye
lunaparka gidip çocukları izledim
birlikte izleyemedik
balık ekmek yedim, yemiştik ama
böylesini hiç yememişim balığı
çıkıyorum sahile rüzgara karşı yürüyüp
seni yâd ediyoruz rüzgarla
derken deniz biraz tuzlu suyunu
boca ediveriyor üzerime,
hayıflanıyor halime deniz

sen gittin
ben arkanda kaldım
koştum yetişmek için
koşuyorum koşuyorum
yetişemiyorum,
dur
gitme
gitme kal orada derken
sesimin yüzüme çarpışı
ve martıların suya düşüşüydü
kaçıp gittiğinin delaleti

şimdiyse bakamazsın yüzüme
yüz çevirirsin benden
titrer yüreğin o an
bilirim

düştüm yüz üstü toprağa
çamura bulandım
ama duş alma zamanı şimdi
çamurun izi kalmasın
martılar düşmesin diye.



Baba Zula & Brenna Maccrimmon - Ben Bir Martı Olsam
Web Analytics