30 Aralık 2011 Cuma
Mavi Kuş
yağmur olup döküleyim saçlarına
süzüleyim her bir telinde ayrı ayrı
şimdi çağlasam kim tutar beni
oluk olup aksam yüreğine gözlerinden.
senden başka ne tutar beni
başka ne kurtarabilir bu ruhu.
Etiketler:
mavi kuş,
yanyanbabylon
24 Aralık 2011 Cumartesi
Majezik
hala içindeki çocuk gibi bakıyorsun bu boktan dünyaya ve bana
galiba da değişmeyecek yediğimiz balık ekmeğin tadı.
bir majezik arayışıydı seni sahiplendiğim an.
fotoğraf albümüne bakar gibi şimdi zaman, dondurulmuş.
şimdi mercimeği fırına versek, çözülüp hayat bulur mu, yeni bir yaşam ?
galiba da değişmeyecek yediğimiz balık ekmeğin tadı.
bir majezik arayışıydı seni sahiplendiğim an.
fotoğraf albümüne bakar gibi şimdi zaman, dondurulmuş.
şimdi mercimeği fırına versek, çözülüp hayat bulur mu, yeni bir yaşam ?
Etiketler:
majezik,
yanyanbabylon
20 Aralık 2011 Salı
Hüsnü Arkan - Birsen Tezer ( HOŞ GELDİN )
Hüsnü Arkan - Solo (2011)
Söz-müzik : Hüsnü Arkan
Konuk Sanatçı : Birsen Tezer
Hoş Geldin
Bugün dağların dumanı aralandı, hoş geldin
Ah ışıklar içinde kaldım, yandım efendim
Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgâr
Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar
Sen bana geç kaldın efendim, ben sana erken
Soyunsun gün, sarsın geceler, vaktimiz varken
Bugün günlerden güzellik, sefa geldin, hoş geldin
Ah bu yağmur yalnızlığımmış, dindim efendim.
Etiketler:
birsen tezer,
hoşgeldin,
hüsnü arkan,
solo
18 Aralık 2011 Pazar
Bir Ölümün Anatomisi
ölüm, soğuk bir asfaltta karşıladı onu
çığlıklı ve ihtişamlı bir selamlaşmaidi onların ki
olay mahallinde, sadece ikisi vardı
uzlaşmaları çok uzun sürmemişti.
kısa ömürlü bir hayatın
kurgulanmış son sahnesiydi, yaşananlar.
gerekçeli kararı okuyan doktor
yanan bir çok mumun alevini söndürdü
o an ateş düştü ana ocağına.
sonra suyla buluştu cansız bedeni
soğuk bir odada.
beyazlara büründü birden
duvağı bembeyaz olan kız.
varlık ile yokluk arasında geçti önümüzden
yeşile boyanmış bir tabutun içinde.
yanmış yürekler kenti, Uşak seçilmişti.
toprak sardı her bir yanını, körpe bedenin
ve ölüm, mesaisinin son saatlerindeydi.
çığlıklı ve ihtişamlı bir selamlaşmaidi onların ki
olay mahallinde, sadece ikisi vardı
uzlaşmaları çok uzun sürmemişti.
kısa ömürlü bir hayatın
kurgulanmış son sahnesiydi, yaşananlar.
gerekçeli kararı okuyan doktor
yanan bir çok mumun alevini söndürdü
o an ateş düştü ana ocağına.
sonra suyla buluştu cansız bedeni
soğuk bir odada.
beyazlara büründü birden
duvağı bembeyaz olan kız.
varlık ile yokluk arasında geçti önümüzden
yeşile boyanmış bir tabutun içinde.
yanmış yürekler kenti, Uşak seçilmişti.
toprak sardı her bir yanını, körpe bedenin
ve ölüm, mesaisinin son saatlerindeydi.
Etiketler:
bir ölümün anatomisi,
derya,
uşak,
yanyanbabylon
17 Aralık 2011 Cumartesi
pişmanlığım, yadsıdığım gerçekliğindir.
olduğun yerde mağrurca beklediğini görmezlikten gelmek
bardağımı taşıran son damlaydı.
huzura ermek için elimde kalan son çareyi düşünüyorum
korkuyorum. alıştım yaşamaya çünkü.
siyaha bürünmüş bir yazma görüyorum
hayır! istekliyim, zorunlu tutulmuş bu duruma
sadece şu anki gerçekliğimden ve duygularımdan arınmak istiyorum,
göz yaşlarında.
Hilmar >Örn Hillmarrson
Etiketler:
başlıksız,
yanyanbabylon
16 Aralık 2011 Cuma
Gizlenmiş
Etiketler:
gizlenmiş hüzün,
photoshop,
sulu boya,
yanyanbabylon
5 Aralık 2011 Pazartesi
Hörgüç
duymalı insanoğlu;
vakti geldiğinde,
içinden gelen sesi.
çünkü o; yadsıyamadığı gerçek olan duygudur.
gündüz ve ardına gelen gece;
bir ömre sığdırabildiğimiz,
tüm serzenişler ve mutluluklar;
bulutsuz ovada açacak Güneş'e, umutlarını taşır.
yürekteki hörgüçlerde.
Hilmar Örn Hilmarsson & Sigur Rós - Colours
19 Kasım 2011 Cumartesi
Arayış
körlüğün zifirinde yürüyorum.
tanrımın bana çizdiği yol değil bu
hiç tanıdık gelmiyor çünkü
inanmışım kader yolumda olmadığına.
kaderi arkamda bırakıp
bilmediğim yollara sapıyorum.
çok oldu sapalı ben bu yoldan
kesişmemişti de kaderlerimiz senle
yoldan ayrılmaktan başka yol yok.
kör bir hissiyat ile adımlıyorum şimdi yolları
yanına geliyorum
kaderine dahil olmaya.
kör bir hissiyat ile adımlıyorum şimdi yolları
yanına geliyorum
kaderine dahil olmaya.
Etiketler:
arayış,
yanyanbabylon
16 Kasım 2011 Çarşamba
Katapult
gerilmiş her yanım, tıpkı bir katapult gibi
var biraz daha ruhumun zamana ihtiyacı
girdiği bu bedenden fırlamak için.
bıçaklanacak elbet ruhun bağları bir gün
ve terk edecek sesler bedeni
dostların ise bütün ayinleri, ayrılığa atfen yapılan bir düğün.
var biraz daha ruhumun zamana ihtiyacı
girdiği bu bedenden fırlamak için.
bıçaklanacak elbet ruhun bağları bir gün
ve terk edecek sesler bedeni
dostların ise bütün ayinleri, ayrılığa atfen yapılan bir düğün.
Etiketler:
katapult,
mancınık,
yanyanbabylon
14 Kasım 2011 Pazartesi
8 Kasım 2011 Salı
Leyla İle Mecnun
Leyla ile Mecnun'da yaşanan kafa alışmadığımız bir kafa. Bu yüzden sanırsam, bizi içine alıp oradan oraya götürürken hem güldürüp hemde ağlatacak pozisyona oturtuyor. Oyuncu kadrosundaki rotasyonu dahi yumuşacık sindirdik.(arda'nın yokluğu belli ama ona da alışacağız gibi) Tüm olanlara, gerek Onur ÜNLÜ'nün gözlüğünden bakmak gerekse Burak AKSAK'ın kaleminden çıkanları duymak, bize her şeyin rutininde ilerlediğine inandırıyor.
aksakallı dede'ye söyletilen ise:
“ Gidenler bizden hep bir parça götürürler.
O parçanın yerinde de derin izler kalır.
Herkesin bir yara izi vardır,
İnsanlardan gizlemeye çalıştığı,
Saklamak için çok uğraştığı bir yara izi.
Herkesin bir yara izi vardır,
Kimseye dokundurmayacak kadar güzel olan,
Baktıkça nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak
Bir yara izi.
Bu izlerle yaşamaya alışırsın.
Bir sabah belki gün doğarken baktığında dışarı,
Yaşamayı yeniden sevebilirsin
Ve bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur.
Acın da biraz olsun hafiflemeye başlar.”
BURAK AKSAK
Etiketler:
burak aksak,
dizi,
leyla ile mecnun,
onur ünlü,
yanyanbabylon
4 Kasım 2011 Cuma
Aşk Nöbeti
aşk nöbetlerimde;
uslanmaz bir cahil cesaretine sahip,
mazoşizme meyilli bir mahluk,
nasırlaşmış bir yalnızlığın ortasında
ağırlığınca acı ve keder ile göçen gecede
hızlı koşan bir at oluyorum,
kendi sessizliğimde
Eleni Karaindrou - Ulysses Gaze
Etiketler:
aşk,
at,
eleni karaindrou,
nöbet,
ulysses gaze,
yanyanbabylon
23 Ekim 2011 Pazar
Siyah Işık
doğum günü kutlamalarından pek hazzetmem.
birinin doğum gününe katılıp
olanlara uzaktan seyirci kalmam, içten bile değil.
değil ki, onlar bana yabancı
ben onlara yabancıyım.
ne sevinmeleri, ne de kahkahaları
anlam kazanmıyor ki gönül nezdinde.
peki neden üflersiniz muma ?
neden söndürürsünüz yeni bir yaşın alevini ?
niçin yakmayız yeni bir yaşa mum ?
ne mecburiyetimiz var karanlıkla başlamaya ?
yakalım tüm mumları yeni bir yaş için
doğmamış bir zamanın içinde yolumuzu bulmak için
hayata gark olmak için.
birinin doğum gününe katılıp
olanlara uzaktan seyirci kalmam, içten bile değil.
değil ki, onlar bana yabancı
ben onlara yabancıyım.
ne sevinmeleri, ne de kahkahaları
anlam kazanmıyor ki gönül nezdinde.
peki neden üflersiniz muma ?
neden söndürürsünüz yeni bir yaşın alevini ?
niçin yakmayız yeni bir yaşa mum ?
ne mecburiyetimiz var karanlıkla başlamaya ?
yakalım tüm mumları yeni bir yaş için
doğmamış bir zamanın içinde yolumuzu bulmak için
hayata gark olmak için.
Etiketler:
ışık,
siyah,
yanyanbabylon
15 Ekim 2011 Cumartesi
A Moment
hiçkimsenin duymadığı bir şarkıya eşlik ediyordu iki çift göz,
tek bir kişi.
dumanlar yükseliyordu dudaklardan
ve kadehler birbiri ardına düşüyordu masaya.
ben, yıldız tozlarını topluyordum kirpik uçlarından
sen, kırışan çehrelerimi onarıyor-dun avuç içlerinde
Bak !
ayın üzerinde serili bedenlerimiz,
güneş patlıyor o an .
yanımızdan geçiyor nötrinolar.
ellerim bedenine sarılı
kulaklarımda kanun tınıları
ritmi olmayan bir dansı icra ediyoruz.
Etiketler:
A Moment,
nude,
radiohead,
yanyanbabylon
30 Eylül 2011 Cuma
10 Ağustos 2011 Çarşamba
İmaj Hiçbir Şeydir Susuzluk Her Şey
Hatırlarsınız sprite reklamlarının sloganını; ‘ İmaj Hiçbir Şeydir Susuzluk Her Şey ‘.
Slogan ne kadar başarılı oldu sprite için bilmem ama bugün imajımızın çok daha önemli olduğunu her birimiz iyi biliyoruz.
Karakterimiz veya kişiliğimiz de diyebilirsiniz bu anlatacağıma. Zayıf ve güçlü yönleri karakterimizin,
bireysel anlamdaki varlığımızın en büyük kanıtıdırlar.
Buradan hareketle toplumdaki odalardan birine girip, sosyalleşip, yaşamda bir yer ediniriz.
Sorgulamayız, irdeleme zahmetine bile katlanmayız bizi var eden bu yönleri.
Hafiften kokusu gelir ama burnumuza bu yönlerin, ondan sonra başlar panayır ve sahneye çıkarız.
Toplumun içine gireriz yani.
bireysel anlamdaki varlığımızın en büyük kanıtıdırlar.
Buradan hareketle toplumdaki odalardan birine girip, sosyalleşip, yaşamda bir yer ediniriz.
Sorgulamayız, irdeleme zahmetine bile katlanmayız bizi var eden bu yönleri.
Hafiften kokusu gelir ama burnumuza bu yönlerin, ondan sonra başlar panayır ve sahneye çıkarız.
Toplumun içine gireriz yani.
Korkularımız vardır nefes alırken, hele ki zayıflıklarımızın keşfinin gerçekleşecek olması korkusu
bizi bizden alıp, olmasını istediğimiz yalancı bir karaktere büründürür.
İmaj her şeydir arkadaş, ailenden, eşinden, dostundan, sevgilinden dahi daha ön plandadır.
Maskenin altında kalan yüzünün her fark edilmeyişinde içini zafer sevincinden ziyade
yakalanma korkusundan mütevellit,
paranoya hissi kaplar ve kendini kendine acırken bulursun.
Burkulur yüreğin, hüzün dökülür maskelediğin maskenin göz deliklerinden.
bizi bizden alıp, olmasını istediğimiz yalancı bir karaktere büründürür.
İmaj her şeydir arkadaş, ailenden, eşinden, dostundan, sevgilinden dahi daha ön plandadır.
Maskenin altında kalan yüzünün her fark edilmeyişinde içini zafer sevincinden ziyade
yakalanma korkusundan mütevellit,
paranoya hissi kaplar ve kendini kendine acırken bulursun.
Burkulur yüreğin, hüzün dökülür maskelediğin maskenin göz deliklerinden.
Yıkıp duvarları kabullenmek varken zayıflıklarımızı,
maskeyi her taktığımızda duvara bir tuğla koyduğumuz gerçeğini yadsıyamam.
Yansıtmak istediğimiz imaj uğruna ruhumuzu kirlettik, karşımızdakini kaybettik.
maskeyi her taktığımızda duvara bir tuğla koyduğumuz gerçeğini yadsıyamam.
Yansıtmak istediğimiz imaj uğruna ruhumuzu kirlettik, karşımızdakini kaybettik.
31 Temmuz 2011 Pazar
Zenginsin Kardeşim
“Zenginsin kardeşim. Kim ne derse desin, çektiğin nefese ortak olanlardan daha çok oyuncakların var.”
Yazın ortasında top oynamaktan leş gibi ter kokusu sarmıştı her yanımı. Bende de vardı bir tutatm bu kokudan, bi tuttam diyorum çünkü sokağa cıkmadan annem leğende çimdirip yollamıştı yatağa beni ama ben sokağa kaçıp top oynadım. Eve de gidemiyorum korkumdan. Plastik terlik canımı çok yakıyor be kardeşim. Babamı bekliyecem diyorum, Alamancı tek kullanımlık takım arkadaşıma. İsmi ‘ CENK ’ ti, sarışın, şişman oğlanın biriydi. Cenk nasıl bir isim arkadaş, geçen yaz da vardı bundan bitane, o da ‘ BERTUĞ CAN’ dı. İnadına mı buluyonuz beni arkadaş. Cenk sordu: baban her gün eve sana çikolata alıp geliyormu diye. Hayır dedim, iki kilo mandalina ile gelirdi kışın, yazın ise arada karpuz alıp bana taşıtırdı mutfağa kadar. Geçen sene, okuldan teşekkür belgesi vermişlerdi, aferin deyip ertesi gün oyuncak araba almıştı, uzaktan kumandalıydı ama kumandanın kablosu arabaya bağlıydı ve ben arabanın peşinde helak oldum pili bitene kadar. Bu sene alamadım teşekkür belgesini ama hiç birim yoktu karnede , yinede aferin deyip ertesi gün elinde, boyumun yarısı kadar olan bir kutu ile geldi. Oyuncak tren almıştı, onunda pili bitti yine. Ne varsa topta var deyip sıcağın anlında leş gibi kokana kadar top oynardım arkadaşlarımla. Eve gidince annemden şamarı yiyicem ama illet bir hastalık bu top arkadaş bırakamıyorum. Babam karpuzu yine bana taşıttı mutfağa kadar. Annem yemeği hazırlıyordu, dedem haberlere bakıp ‘ hiç insanlıktan nasibini almamış, bu hükümet ’ diyordu. Ablam, anneme yardım ederken bile söyleniyordu, annem gizlice günlüğünü okumuştu ablamın, sanırım ablam birini seviyordu.
Yemeğimizi yedikten sonra dedeme; ben topcu olucam dedim. Okulunu bitir, ne istersen olursun evladım dedi.
Etiketler:
kısa hikaye,
yanyanbabylon,
yazı,
zenginsin kardeşim
7 Temmuz 2011 Perşembe
5 Mayıs 2011 Perşembe
prova
Yaktık gemileri yeni bir doğum için.
Makaslanmış bir mazi,
Kanatlanıp uçuşa geçiyor karşımdan.
Hava serin. Elimde incir yaprağı sıramı bekliyorum.
Sıra bana geldiğinde prosedür işlemeye başlayacak...
Şöyle olacak bak her şey;
Toprağa gömdüler seni, planlı bir doğum için
Yatıyorsun kabristanında, zifirde.
Ayak uçlarından selamlayacak sabah güneşi seni
Dürtükleyecek üzerine sinmiş kokuları güneş
Sonra yağmur,
Yağmalı yağmur çürüyen tüm yanlarına
Akıtmalı cesedindeki tüm pisliği toprağa
arınmaya başlıyorsun bak
Katmanları bir karış olan kar,
Örtecek üstünü.
Yalnızlığında sıcak tutacak kalbini.
Doğuma hazırlan şimdi, bekle baharı.
Gelen bahar kokusuyla birlikte;
Barış oluyor ölümle
Doğuma hazırlanıyor ruhun.
Filizlenip, boy veriyorsun yeni yaşamına.
Güneşi doğurmalı baş ucundan şimdi.
Bir kadın olsun baş ucunda, seni bekleyen
Güneşle birlikte selamlasın seni
Ve prosedür tamamlansın.
Doğumun kutlu olsun...
Makaslanmış bir mazi,
Kanatlanıp uçuşa geçiyor karşımdan.
Hava serin. Elimde incir yaprağı sıramı bekliyorum.
Sıra bana geldiğinde prosedür işlemeye başlayacak...
Şöyle olacak bak her şey;
Toprağa gömdüler seni, planlı bir doğum için
Yatıyorsun kabristanında, zifirde.
Ayak uçlarından selamlayacak sabah güneşi seni
Dürtükleyecek üzerine sinmiş kokuları güneş
Sonra yağmur,
Yağmalı yağmur çürüyen tüm yanlarına
Akıtmalı cesedindeki tüm pisliği toprağa
arınmaya başlıyorsun bak
Katmanları bir karış olan kar,
Örtecek üstünü.
Yalnızlığında sıcak tutacak kalbini.
Doğuma hazırlan şimdi, bekle baharı.
Ebemkuşağı
Tüm renkleriyle dokunuyor solmuş ruhuna
Renklerin her biri ise ayrı bir cümbüş.
Bir tutam kırmızı ve mavi de benden.
Gelen bahar kokusuyla birlikte;
Barış oluyor ölümle
Doğuma hazırlanıyor ruhun.
Filizlenip, boy veriyorsun yeni yaşamına.
Güneşi doğurmalı baş ucundan şimdi.
Bir kadın olsun baş ucunda, seni bekleyen
Güneşle birlikte selamlasın seni
Ve prosedür tamamlansın.
Doğumun kutlu olsun...
Yann Tiersen - Comptine d'Un Autre Été
Etiketler:
prova,
yanyanbabylon
19 Nisan 2011 Salı
10 Nisan 2011 Pazar
Ak Pak Siyah
Şimdi kanlı kadehten içme vaktidir,
Siyaha evrildiğine inanan kuğu için.
Şimdi kirli dünyada zirveye oynamanın vaktidir.
Haydi
Puan toplamaya başla
yoksa, hiçliğin anlam kazanmaz.
Siyaha evrildiğine inanan kuğu için.
Şimdi kirli dünyada zirveye oynamanın vaktidir.
Haydi
Puan toplamaya başla
yoksa, hiçliğin anlam kazanmaz.
Etiketler:
ak,
pak,
siyah,
yanyanbabylon
7 Nisan 2011 Perşembe
Geğirmek
insanın insana ettiğini
bilmez insanoğlu
okşar seni önce
sonra neşterler sevgi bağını
bıyık altı kucaklar gövdeni
yüreğin biçare düşsede nefsine
çekmelisin içine zehri ki,
kusabilmeliesin insanlarını
sonra sifonu çek üstlerine
ve limonlu bir gazoz söyle,
geğir.
bilmez insanoğlu
okşar seni önce
sonra neşterler sevgi bağını
bıyık altı kucaklar gövdeni
yüreğin biçare düşsede nefsine
çekmelisin içine zehri ki,
kusabilmeliesin insanlarını
sonra sifonu çek üstlerine
ve limonlu bir gazoz söyle,
geğir.
Cem Karaca - Ay Karanlık
Etiketler:
ay karanlık,
cem karaca,
geğirmek,
yanyanbabylon
3 Nisan 2011 Pazar
Birden Bütün
dönmez geri zaman.
kelebekler de dönemez artık kozalaklarına.
ondan dokuza geri say şimdi
kesilimiş yarıktan şerbetim akacak!
üzülüyorum bileklerimin tazeliğine
babamın yere çömelişine
annemin kırışmış gözlerine
sevgilinin incinen umtlarına üzülüyorum
kopan bilekliğine.
anlıyorum ki, şerbetli değilmişim ben de herkez gibi !
şimdi cebrail gelsin almaya beni
posta kutusu dolu olan tanrı'nın
huzuruna çıkarsın
sevgilerimi ileteyim kendisine
sonra götürsünler beni
ama ihramsız adımlayayım
cehennemin kapısını
/cehennemin kolluk kuvvetleri;
siz iblisler!
karşılayın beni
karşılama töreni taktim eyleyin./
sonra sorsunlar ilk günahın hesabını,
zerrelerime ayırp birleştirken
zamanın sonsuzluğundan bahsetsinler
biten sevgilerden bahsetsinler
kıyamete kadar...
Etiketler:
birden bütün,
yanyanbabylon
19 Mart 2011 Cumartesi
Geriden Gelerek
geriye kalan;
Küçük bir resimdeki kolyenin silueti
beyaz bakan gözler,
beyaz kız çocuğunun, ışıldayan çehresi
Havası inmemiş mavi bir balon, zarif parmaklar
ve kafamda paralanmış cam bir bardak.
ileriye kalan;
Elde var bir hayat
hayatın içinde filizlenmiş nedametlerim
aşkı meşk ederek sabır ile olan imtihan
sevi ile yanıp tutuşan bir ruh
ve güneşli bir güne olan inanç.
Sabahat Akkiraz - Gemi
Etiketler:
geriden gelerek,
yanyanbabylon
5 Mart 2011 Cumartesi
3 Mart 2011 Perşembe
24 Şubat 2011 Perşembe
17 Şubat 2011 Perşembe
16 Şubat 2011 Çarşamba
15 Şubat 2011 Salı
7 Şubat 2011 Pazartesi
3 Şubat 2011 Perşembe
2 Şubat 2011 Çarşamba
Charles Bukowski - 1
Etiketler:
charles bukowski,
karakalem,
photoshop,
yanyanbabylon
Mondrian - Love, a Collision
Mondrian - Love, a Collision from NYSUfilms on Vimeo.
Yönetmen: Jesus Hernandez
31 Ocak 2011 Pazartesi
30 Ocak 2011 Pazar
Çocuklar
Tanrı
henüz günah yazmaya başlamamışken
tüm çocuklara,
beyazdır gözleri
hepsinin.
Kanatları vardır
kelebek gibi.
Kaygı gütmeden uçarlar,
kar yağsın isterler
mahallenin yokuş olan sokağına.
Sadece oynamak ister onlar...
Etiketler:
karakalem,
photoshop,
yanyanbabylon
29 Ocak 2011 Cumartesi
22 Ocak 2011 Cumartesi
Kuğ Gibi
izlersin uzaktan önce...
sesizce !
kıpırdaşan yüreğin daynmaz
onun çekiciliğine
biraz daha yaklaşırsın
artık girmişsindir çemberine
ve o ilk bakışma
gözlerin ilk teması
sen büyülenmişçesine bakarken ona
onun ürken bedeni
ama kabarmıştır tüyleri
zamanın tekerine çomak girmiştir
ne yapacağını bilemeden seyredersin dansını
dokunmak istersin
hissetmek istersin
yaklaşmak istersin
tüm cesaretini toplayıp
geliyorum dersin
ve gidersin dans etmeye...
sesizce !
kıpırdaşan yüreğin daynmaz
onun çekiciliğine
biraz daha yaklaşırsın
artık girmişsindir çemberine
ve o ilk bakışma
gözlerin ilk teması
sen büyülenmişçesine bakarken ona
onun ürken bedeni
ama kabarmıştır tüyleri
zamanın tekerine çomak girmiştir
ne yapacağını bilemeden seyredersin dansını
dokunmak istersin
hissetmek istersin
yaklaşmak istersin
tüm cesaretini toplayıp
geliyorum dersin
ve gidersin dans etmeye...
Bülent Ortaçgil - Eylül akşamı
Etiketler:
kuğ gibi,
yanyanbabylon
21 Ocak 2011 Cuma
16 Ocak 2011 Pazar
Korkma
korkma,
korkuların yok heybemde
korkma heybemin büyüklüğünden
içinde sakladığım,
sen kokmaya başlayanlardır.
perdeye vuran,
sokak lambasının loş ışığı
seni hatırlatan
huzurlu bir andı.
belki de abidin'in çizmek istediği andı.
The Birdcage - Hurts Bad Enough
korkuların yok heybemde
korkma heybemin büyüklüğünden
içinde sakladığım,
sen kokmaya başlayanlardır.
perdeye vuran,
sokak lambasının loş ışığı
seni hatırlatan
huzurlu bir andı.
belki de abidin'in çizmek istediği andı.
The Birdcage - Hurts Bad Enough
Etiketler:
Hurts Bad Enough,
korkma,
kuğu,
The Birdcage,
yanyanbabylon
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)